Gazeteci & Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gazeteci & Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hıncal Uluç



Hıncal Uluç, 1 Kasım 1939'da Kilis'te dünyaya geldi. Çerkez kökenli büyük babası Hüseyin Bey Osmanlı zamanında önce Lübnan, Suriye sonra da Türkiye’ye Manyas'a göçmüşlerdir. Dedesi (annesinin babası) Kilis müftüsü Muharrem Kemal Bilgiç'dir. Annesinin adı Suat’dır. Abisinin adı Öcal, erkek kardeşinin adı Hüseyin Kemal, kız kardeşinin adı Serpil’dir. Hıncal, üç yaşına kadar anneanne ve teyzesi tarafından büyütülür. Sebebi ise subay olan babasının o doğduğunda İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman tanklarının manevra yaptığı Bulgar sınırında görevli olmasıdır. Sonrasında babası Fuat Uluç Çaldıran'a tayin olduğunda küçük Hıncal da ailesine kavuşur. Ardından tayinler durmaksızın gerçekleşecektir. 1945 yılında Van'da o meşhur Van zelzelesini yaşar Uluç ailesi. Daha sonra gidilen Bandırma'da Hıncal da ilkokula başlar. İki ayrı okulda ilk üç sınıfı okur. Bandırma'dan sonra 1950'de tekrar Kilis'e (Hıncal ilkokulu burada Kemaliye İlkokulu'nda bitirir) tayin olur Fuat Uluç.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı kuzenidir. Ahmet Taner Kışlalı’nın babası Hüsnü Bey, Uluç'un anneannesi Velime Hanım'ın kardeşidir. Yani Ahmet Taner Kışlalı’nın babası, Hıncal Uluç'un annesinin dayısı olur.

1952'de Antakya, 1955'te de Ankara (Ortaokula Antakya'da başlayan Hıncal, geri kalan eğitimini de Ankara Kurtuluş Lisesi'nde tamamlar) vardır sırada. Çok mutlu bir ailede büyüyen Hıncal Uluç, 1980'e kadar burada kalacaktır. Annesi doktor, babası mühendis olmasını isterken Uluç'un kendisi de avukat olmak istemektedir. Ama ne olursa olsun İngilizce'yi öğrenme hevesi yüzünden İstanbul Edebiyat Fakültesi'ne gelir. Bir sömestr sonunda tekrar Ankara'ya döner. Bir sene sonra da 1958 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanır.

Bu arada Demokrat Parti'den ayrılmış bir grubun kurduğu Hürriyet Partisi, Yenigün adıyla bir yayın organı kurmuş, başına da Cihat Baban'ı getirmiştir. Mehmet Ali Kışlalı da gazetenin spor müdürüdür: "Bir gün gazetenin yazı işleri kadrosu Cihat Bey'e isyan etmiş. Cihat Bey de reste meydan bırakmayınca hepsi bırakıp gitmiş. Mehmet Ali Kışlalı ile Cihat Baban kalmış gazetede sadece. Cihat Baban da M. Ali abiye 'çıkart gazeteyi' deyince o da hemen haber gönderiyor abime, bana ve kardeşine (Ahmet Taner Kışlalı)." Hıncal Uluç henüz 17 yaşındadır. Sıkıyönetim gereği altı sayfa çıkan gazetenin spor sayfası bu genç delikanlıya emanet edilir: "İstediğin her kapı sana açık. En büyük yıldızla, sporcuyla konuşacağım diyorsun konuşuyorsun. Ve bunların hepsi de sana 'buyur' diyor, beyefendi muamelesi yapıyorlar. Şimdi böyle bir meslek insanı büyülemez mi? Siyasal Bilgiler'in isimsiz bir öğrencisi iken birdenbire Türkiye'nin en elit bin adamından biri haline geliyorsun. Siyasal Bilgiler'i bitireceksin de, kaymakam olacaksın da, 60 yaşında vali olup emekli olacaksın... 17 yaşında herşeysin zaten."

Uluç, böylece gazeteciliğe adım atar; Oktay Kurtböke, Güneş Tecelli, Başkurt Okaygün, Kurthan Fişek, Güngör Sayarı, Ercan Tan gibi isimlerle beraber çalışır. Bu arada askere gitmemek için üniversiteyi geç bitirmeye karar verir. Ancak serde iyi öğrencilik olduğundan üç senede üç sınıf bitirip son sınıfa gelir. Tek çare rapor alarak okulu uzatmaktır: "Tanıdık bir ruh doktoruna gittim. İleride kariyer açısından etkileyici olur diye entellektüel sürmenaj hastalığı yazdı rapora. En tehlikesizidir diye bunu yazarlardı doktorlar." Raporu alan Uluç, okulunu bitirmiyor diye annesinin ağladığını görünce kararını değiştirir ve 1964'te Kutlu Aktaş, Burhan Özfatura gibi arkadaşlarıyla beraber mezun olarak diplomasını alır.

Bir yıl sonra da Mamak Muhabere Okulu'nda Büyükelçi Yalçın Oral, Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, Galatasaray başkanlarından Saim Gogen'in oğlu Fethi (daha sonra eniştesi olacaktır) gibi arkadaşlarıyla beraber iki yıl askerlik yapar: "Askerlik dönemim benim en mutlu dönemimdir." 1967 yılında askerliğini bitirdi.

1960'lara bir daha dönelim. 27 Mayıs İhtilali, onun gazetecilik yaptığı bu ilk yıllarda gelir dayanır kapıya. Uluç ihtilalin tam ortasındadır: "Baştan sona ihtilalin içinde idik. Onları anlatsam kitap olur. Fikir olarak da, eylem olarak da ihtilalin içindeydik. Bütün o ıslık çalanların başındaydık, 'Olur mu böyle olur mu?' diye gazeteyi bırakıp Kızılay'da yürüyüşlere katılırdık."

Uluç, bu dönemlerde yazdığı yazılardan hukukçu ve mülkiyeli oluşu sebebiyle hiç bir ceza almaz: "Aslında gazetecilik zamanları böyle zamanlardır. Meslek yaşamımın büyük bölümü sıkıyönetimlerle ve yayın yasakları ile geçti. İlk önceleri neyin yasaklandığı açık açık yazardı. Sonra askerler biraz daha uyanık yayın yasağı koymaya başladılar. Soyut tanımlamalar yaptılar. Böylece kendi kendini sansür etmeye başladın. Şunu da söyleyeyim Türkiye'de herkesin anladığı anlamda bir basın özgürlüğü olsa idi eğer, ben bu kadar iyi gazeteci olamazdım."

Onun ihtilal olsun yürüyüşlerinde ön sırada yer almasının bir sebebi belki de babasıdır. 1955'te ailecek Ankara'ya gelinmiş, Hıncal 1980'e kadar başka bir yere gitmemişti ama babası tayin ve bu arada terfi almaya devam etmiş, 1961'de albaylığa kadar yükselmişti. 27 Mayıs İhtilali olduğunda babası Fuat Uluç'un görev yeri, Çanakkale İl Jandarma Alay Komutanlığıydı. Fuat Uluç, 27 Mayıs'ın liderlerinden Alparslan Türkeş'le de çok yakın arkadaştı: "Bandırma'da beraberdik zaten. Benim iki tane halam var, amcam yok ama Aslan Amca (Alparslan Türkeş) bizim ailenin amcası idi. Bütün kardeşler ona Aslan Amca derdik. Yetişmemize de katkısı olmuştur. Evlerimiz bir gibiydi."

Bu kadar yakın olunca 27 Mayıs'tan sonra bir araya gelmemek olmazdı tabii: "Aslan amca ihtilalden sonra başbakanlık müsteşarı olunca babamın tayinini de Ankara'ya çıkarttı. Babam hemen Aslan Amca'nın karargahında görev aldı. Ve Aslan Amca hazırladıkları her şeyi babamla beraber hazırladı. Devlet Planlama Teşkilatı kurulduğunda babam da oranın ilk Sosyal Planlama Daire Başkanı' oldu."Ancak aylar ilerleyince Alparslan Türkeş 14'lerden biri olarak Hindistan'a sürülür. Bu arada Eminsu hadisesiyle Milli Birlik Komitesi, Ağustos 1960'tan Şubat 1961'e kadar 235 general ve amiral ile beş bine yakın subayı emekli etmiş (Eminsu, bunların kurduğu Emekli İnkılap Subayları Derneği'nin kısa adıdır) geride kalanların yolu açılmıştır. Fuat Uluç da önü açılanlardan birisidir: "Babamın general olacağı kesin. O kararı nasıl verdiği benim için hâlâ bir soru işaretidir. Aslan Amca sürülmüştü, onların siyasallaşma sürecinde burada güvenilir bir odak noktasına ihtiyaçları vardı. Babam o odak noktası olabilmek için ordudan istifa etti. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)'ne girdi, genel sekreter oldu ve babamın hazırladığı kongrede de Aslan Amca genel başkan seçildi." Fuat Uluç, 1964'te de Mardin milletvekili olarak Meclis'e girer: "Ancak o dönemi tamamlayamadan 1968'de kalp rahatsızlığından öldü. Buna rağmen şuna inanıyorum ki askerde kalsa idi yaşardı. Politikanın iki yüzlü yapısı, bütün bir hayatını asker doğruluğu içinde yaşamış bir adama iyi gelmedi."

Hıncal Uluç, askerden döndüğü 1967 yılında, M. Ali Kışlalı başta olmak üzere eski Yenigün ekibinin çıkardığı Yankı'da çalışmaya başladı. Yankı´nın yanı sıra, Cumhuriyet´e spor yazıları da yazan Uluç, TRT´nin açılmasıyla birlikte Cumhuriyet´e televizyon sayfası da hazırladı. 1980´de Gelişim Yayınları´nın sahibi Ercan Arıklı´nın isteğiyle Gelişim Yayınları´na dergi hazırladı. Daha sonra Gelişim Yayınları Asil Nadir´e geçmesiyle işsiz kalan Uluç, Zafer Mutlu´nun daveti ile 1990´da Sabah´ta yazmaya başladı. O tarihten sonra Sabah´ta yazılarına devam eden Hıncal Uluç, televizyonda Şakamera adlı kamera şakası programının yanı sıra Kale Arkası, 90 Dakika gibi futbol programlarına yorumcu olarak imza attı.

Galatasaray'a üye olan Hıncal Uluç, aynı zamanda Mülkiyeliler Birliği, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve İstanbul Gazeteciler Cemiyeti üyesidir.

1977 yılında Yankı'nın İngilizce bir özetini çıkarmak için yabancı bir eleman ararken, iş başvurusunda bulunan Amerikalı arkeolog Holly Hartquist ile tanışıp evlendi. Çocuğu olmadan 1983 yılında boşandı. Bir daha da evlenmedi.

1994 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu topuğundan vurulmuştur. 2004 yılında Antalya Valisi Alaaddin Yüksel hakkında yazdığı yazı nedeniyle, 2008 yılında sonuçlanan mahkemece 1 ay hapis ve 898 YTL cezaya çarptırıldı.

Haftalık dergisinin 2005 yılı Sevgililer Günü sayısına manken Ece Gürsel ile birlikte kapak oldu.

Hıncal Uluç, Defne Joy Foster'in ölümünden sonra 'Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?..' isimli yazısı üzerine tazminat davası açıldı ve tazminata mahkum edildi.

Murat Ongun



Murat Ongun, 1975 yılında Ankara'da doğmuştur. ilk ve ortaöğrenimini Giresun’da tamamladı. 1997 yılında Ankara Üniversitesinden İletişim Fakültesi’nden mezun oldu.

Murat Ongun, 1996 yılında Ankara’da televizyon haberciliğine başladı. Show Tv Ankara’dan Star Haber İstanbul’a 1998’de transfer oldu. 1998 yılından 2008 yılına kadar Star-Atv ve Habertürk Tv’de muhabirlikten anchormanliğe yükseldi. Televizyon idarecisi olarak yönetimde görev aldı. 2008 yılında kendi isteğiyle ayrıldı. 2009-2010 yılları arasında “yaziişleri.com” internet sitesini kurdu. 2010 yılında Cem Tv Genel Müdürü oldu. 2012 yılında Cnn Türk’te yayınlanan Sanayi Rotası programını 2014 yılına kadar sundu.

1999 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi davetlisi olarak seçilen iki Türk gazeteciden biri olarak 2 ay boyunca ABD’de ‘Yeni Medya ve Türk-Yunan Çatışma Çözümleri’ üzerine eğitim aldı. HABERTÜRK TV’nin kurucuları arasında yer alan Ongun kanalda hem yayıncı hem de idareci olarak uzun yıllar çalıştı. Bir süre özel kanallara yapımcılık yaptı.

‘Medyanın İç Savaşı’ isimli bir kitabı bulunan Murat Ongun, Beylikdüzü Voleybol İhtisas Kadın Takımı yöneticisi ve aynı zamanda Voleybol şube sorumlusudur. İngilizce bilen Murat Ongun Gözdem Ongun ile evli ve 2 çocuk babasıdır.

Murat Ongun, 2014 yılından 2019 yılına kadar Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na danışmanlık yaptı.

Murat Ongun, 2019 yılında CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun basın danışmanı olarak yerel seçim sürecinde de aktif rol üstlendi. 31 Mart 2019 tarihinde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesi sonrasında da İBB Basın yayın halkla ilişkiler Başkan Danışmanlığı'na getirildi.

Kitapları:
2020 - Karanlık Hikaye
2006 - Büyük Cumhuriyet Polemiği / Medyanın İç Savaşı

Kemal Özgür Demirtaş


12 Ağustos 1975 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. Aslen Şanlıurfa Siverekli olan Demirtaş'ın babası, Hadidi aşiretine mensuptur. ilkokul ve ortaokul yılları, Manisa'nın Salihli ilçesinde geçti. Lise öğrenimini ise İzmir'de tamamlayan Özgür Demirtaş, başarılı bir öğrencilik hayatı yaşadı. Üniversite sınavında Türkiye'de ilk elli kişi arasına girmeyi başararak Boğaziçi Üniversitesi'nde kazandığı Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü'nü de başarıyla tamamladı.

Lisans eğitimini tamamlamasının ardından yüksek lisans seviyesini atlayarak 1998 yılında Finans doktorası için Boston College'a kabul aldı ve 2003 yılında 'doktor' unvanını kazandı. Aynı yıl içerisinde New York Şehir Koleji Baruch College'da 'yardımcı doçent' unvanıyla akademik kariyerine başlayarak, burada 31 yaşında 'tenür' (ömrünün sonuna kadar üniversitede çalışma ve çıkarılamama hakkı) unvanını kazandı. 2004 yılında, İşletme Fakültesi içerisinde en iyi öğretim üyesi seçildi. 2005 yılında, tüm ana bilim dalları ve tüm fakülteler arasında en iyi öğretim üyesi seçilerek 'Üstün Öğretim Madalyası'nı Madison Square Garden'da aldı.

Bunların yanı sıra, NYU-Stern School of Business'da da dersler verdi. Akademik çalışmaları dünyanın önde gelen akademik dergilerinden, 'Journal of Financial Economics', 'Management Science', 'Journal of Monetary Economics', 'Journal of Financial and Quantitative Analysis' ve 'Review of Finance'de yayınlandı. 2010 yılında Sabancı Üniversitesi'nden İşletme Fakültesi Finans Kürsü Başkanlığı ve Profesörlük teklifi aldı. Yine aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Kanada ve İskoçya'da yapılan 1 Milyon profesör için yapılan 10 milyonu aşkın öğrenci değerlendirmesi sonucunda, ilk 20 içerisinde gösterildi. 2012 yılında tenür unvanını bırakarak Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanlığı'nı yürütmeye başladı.

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Sabancı Üniversitesi altında kurulan Finans Mükemmeliyet Merkezi kurucu başkanlığı, Akbank yönetim kurulu üyeliği, Türkiye'nin ilk Tasarruf ve Finansal Okur Yazarlık Derneği (FODER) yönetim kurulu üyeliği, Yeni Bir Lider yönetim kurulu üyeliği ve birçok holding danışmanlıklarını yürütmektedir. Bunların yanında 2012-2014 yılları arasında Türkiye Genç İşadamları Derneği, TAYSAD ve DASK danışmanlıklarını da yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa’da onursal konuşmacı olarak etkinliklere ve düşünce kuruluşlarının faaliyetlerine panelist olarak katılan Özgür Demirtaş, aynı zamanda başta 'biyoteknoloji' sektörü olmak üzere birçok sektörde 'melek yatırımcı'dır.

Özgür Demirtaş, Neslihan Küçükoğlu Demirtaş ile evlidir ve bir çocuk babasıdır.

Abdurrahman Dilipak

 


Abdurrahman Dilipak, 1949 yılında Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Haruniye’de dünyaya geldi. Babasının adı Ali Rıza, annesinin adı Fatma Pakize’dir. Dilipak, 1969 yılında Konya İmam-Hatip lisesini tamamladı. Güzel Sanatlar Akademisine girmek için resim dersleri alsa da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisi bölümüne girdi. Burada 2 yıl okuduktan sonra İstanbul Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik Halkla İlişkiler Yüksek Okuluna kaydoldu ve 1980 yılında mezun oldu.

1964 yılında kısa süreli "Düziçinde Kasırga" adlı bir gazete çıkarttı. 1969 yılında DSİ 6. Bölge Müdürlüğü’nde Arazi Elektirifikasyonu Kontrolü bölümünde çalışmaya başladı. 1971 yılında farklı bir alan olarak judo antrenörü oldu.

1972 kurucu “Fetih Yayınevini” ve “Hertür Yayın Dağıtım Şirketi”ni kurdu. 1973 yılında “Yeni Sanat Dergisi Yayın Kurulu”nda bulundu. Aynı yıllarda “MTTB Sinema Kulübü” üyesi oldu. Devamında, “Burak Film Kurucu Ortakları” arasında bulundu ve “Milli Sinema Tartışmaları”na katıldı.

1977 yılında “Adım Dergisi Genel Yayın Müdürü” oldu. 1988-1990 yıllar arasında “Dış Politika Dergisi Yayın Yönetmeni”, 1972-1993 yılları arasında da “Milli Gazete” yazarı oldu. 1978-1993 yılları arasında “Bazın Hicret Dergisi Genel Yayın Müdürü, Seriyye Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü” oldu.

1994 yılında “Cıngar Mizah” dergisinde yazarlık yaptı. 1990 yılından itibaren haftalık “Cuma Dergisi”nde, 1993 yılından itibaren “Akit” gazetesinde, 1996-1997 yıllarında haftalık “Selam” gazetesinde, 1996 yılında “Yeni Şafak” gazetesinde, “Aylık Görüş (Almanya), Aylık Pir” dergilerinde yazarlık yaptı. Halen Yeni Akit gazetemizde yazarlığını sürdürmektedir.

Dilipak, çeşitli televizyon kanallarında programlar da yaptı. Bugüne kadar on binin üzerinde makale, 40'a yakın kitap yazdı. 2500’e yakın konferans düzenleyip 20 yağlıboya tablo yaptı.

ÜYELİKLERİ

Düziçi Milliyetçi Gençler Derneği, Mazlum-Der İnsan Hakları Ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi, Dış Basın Derneği, Kudüs Derneği, Türkiye Engelliler Vakfı, Acıbadem Faikbey Camii, İslami Çevre Hareketi Maltepe Çevre Kültürü Gurubu, IHH İnsani Yardım Vakfı, Rabia Platformu


YÖNETİM KURULU ÜYELİKLERİ

MSP Genel Merkezi (Danışmanık), Milli Haber Ajansı (Genel Müdürlük), Panel Dergisi (Yayın Yönetmeni), Yeni Zemin Dergisi (Yayın Kurulu Üyeliği), İnsan Hakları Ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Genel Başkan Yardımcılığı), Kudüs ve Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği (Kurucu Üyelik), Risale, Emre, Esra, İşaret Yayınevleri (Yayın Danışmalığı)


İsmail Saymaz

Aslen Pazaryolu, Erzurum kökenli bir aileden gelen İsmail Saymaz 11 Temmuz 1980 tarihinde Rize'de doğdu. İlkokul ve lise öğrenimini Rize'de tamamladı. Lise yıllarında ülkücü bir düşünce yapısına sahip oldu, ardından da edebiyat öğretmeninin önerdiği kitaplar ile sol kesime ilgi gösterdi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

Saymaz 15 yaşındayken yerel radyolarda edebiyat programları yaptı. Daha sonra ise yerel televizyon kanallarındaki tartışma programlarına katıldı. Gazetecilik hayatına ise ilk olarak Rize'de başladı. Ardından İstanbul ve Konya gibi şehirlerde bulunan yerel gazetelerde çalıştı. 2002 yılında Radikal gazetesinde görev yapmaya başladı.İnsan hakkı ihlalleri ve düşünce özgürlüğü üzerine çeşitli haberler yaptı ve bu konularda kitaplar yayımladı. Erzincan davası başta olmak üzere çeşitli haberleri nedeniyle yirmiye yakın davada yüz yılı aşkın hapis cezası istemiyle yargılandı. Gezi Parkı protestolarının yaşandığı dönemde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın darp edilme görüntülerini ortaya çıkarıp kamuoyu ile paylaştı. 2014 yılında ise Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü tarafından yılın "100 Basın Kahramanı" listesinde yer aldı. Hürriyet gazetesinde muhabirlik yaptığı dönemde 24 Ekim 2016 tarihinde FETÖ/PDY üyelerinin iletişim uygulaması olan "ByLock"un patentini elinde bulunduran David Keynes ile bir röportaj gerçekleştirdi. Bu röportajı sonrasında gazeteye soruşturma açıldı ve Saymaz'ın ifadesi alındı. Ayrıca bu röportajı FETÖ/PDY soruşturmalarında "delil" sayıldı. Nisan 2017'de ise bu röportajı ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüle layık görüldü.17 Mart 2020 tarihinde Hürriyet'teki işinden ayrıldığını duyurdu. 1 Mayıs 2020'de Bunu Ben de Söylerim adlı programla görev aldığı Best FM'den ayrıldığını açıkladı.[16] Mayıs 2020'de Halk TV'ye transfer oldu ve Neyse O adlı programla kanalda yer almaya başladı. Eylül 2020'de Sözcü gazetesiyle anlaştı ve gazetede muhabir ve yorumcu olarak çalışmaya başladı.

Saymaz'ın kariyeri boyunca politik ve sosyal görüşleri değişim göstermiştir, ülkücü ve milliyetçi geçen lise yıllarının ardından Kemalizm kritiği yapan solcu bir üniversite hayatına sahip oldu. Radikal gazetesinde çalışırken Ergenekon haberleriyle meşhur olan Saymaz, devam eden yıllarda ve özellikle 15 temmuz süreci sonrasında davalara olan kritiğiyle gündeme geldive eski solcu kimliğinden ayrılarak daha cumhuriyetçi, Kemalist ve göçmen karşıtı düşüncelereyöneldi.Suriye politikası nedeniyle ülke sınırlarının yol geçen hanına döndüğünü ve bazı göçmenlerin intihar bombacısı olduğunu belirterek Türk göçmenlik tedbirlerini eleştirdi.[28] Meslektaşlarına Batı yanlısı olduğu ve hiç insanlarına karşı aidiyet hissetmediklerine dair suçlamalarının ardından, SETA'nın bir parçası gibi davrandığı gerekçesiyle eleştirildi.

16 Ağustos 2020 tarihinde Şeyda Sayar ile evlendi.

Kitapları

Postmodern Cihad: Tarikat, Siyaset, Adalet Üçgeninde Erzincan Davası (Kalkedon, Nisan 2010)

Hanefi Yoldaş: Gizli Örgüt Nasıl Çökertilir? (Kalkedon, Mart 2011)

Nefret - Malatya: Bir Milli Mutabakat Cinayeti (Kalkedon, Ekim 2011)

Oğlumu Öldürdünüz Arz Ederim - 12 Eylül'ün Beş Öyküsü (Postacı Yayınevi, Nisan 2012)

Sıfır Tolerans (İletişim Yayınları, Ekim 2012)

Sözde Terörist (İletişim Yayınları, Kasım 2013)

Esas Duruşta Cinayet (İletişim Yayınları, Haziran 2014)

Ali İsmail: Emri Kim Verdi? (İletişim Yayınları, Mayıs 2015)

Fıtrat: İş Kazası Değil, Cinayet (İletişim Yayınları, Kasım 2016)

Çay Güzeli (İletişim Yayınları, Mayıs 2017)

Türkiye'de IŞİD (İletişim Yayınları, Ekim 2017)

Kimsesizler Cumhuriyeti, (İletişim Yayınları, Ekim 2018)

Şehvetiye Tarikatı (İletişim Yayınları, Ağustos 2019)

Balkon Sefası (İletişim Yayınları, Haziran 2020)

Tosun Bank (İletişim Yayınları, Kasım 2020)